Oğuz Han'ın efsanevi figürünün, İslam'ın Türk halklarına yayılmasından önce MS 6. veya 7. yüzyılda yaşadığına inanılıyordu. Onun hayatını ve yaptıklarını anlatan Oğuz Han destanı, İslam öncesi Türk mitolojisi ve edebiyatının bir parçasıdır. Oğuz Kağan destanına göre Oğuz Kağan, Orta Asya'nın Altay Dağları'nda bir yerde olduğuna inanılan Ergenekon olarak bilinen bölgede soylu bir ailede dünyaya gelmiştir. Halkını nesiller boyu kapana kısılmış oldukları Ergenekon'dan çıkaran yetenekli bir savaşçı ve liderdi. Ergenekon'dan ayrıldıktan sonra Oğuz Han ve halkı, Oğuz Türkleri olarak bilinen güçlü bir aşiretler konfederasyonu kurdukları Orta Asya bozkırlarına göç ettiler. Oğuz Türkleri, yiğitlikleri, askeri hünerleri ve göçebe yaşam tarzları ile tanınmışlardır ve Türk halklarının tarihinde önemli bir rol oynamışlardır. İslam'ın yayılmasından önce Oğuz Türkleri, animizm ve şamanizm'e dayalı çok tanrılı bir din izliyorlardı. Doğanın ruhlarına, atalara ve gök cisimlerine tapıyorlardı ve büyünün ve doğaüstü güçlerin gücüne inanıyorlardı. Oğuz Han destanı, Oğuz Han'ı halkını birleştiren, güçlü bir imparatorluk kuran ve kabilesini ve topraklarını dış tehditlere karşı savunan kahraman ve karizmatik bir lider olarak tasvir eder. Yaptıkları Türk halkları tarafından saygı gördü ve onların kültürel kimliğinin ve mirasının bir parçası oldu. Bugün, Oğuz Kağan ve Oğuz Türklerinin mirası, dünyanın dört bir yanındaki Türk halkları tarafından kutlanmaktadır ve onların gelenek ve görenekleri, Türk kültürünü ve toplumunu etkilemeye devam etmektedir.